Tarihi
Kıbrıs Adası'na ilk yerleşim M.Ö. 10000 yılına kadar uzanıyor. Arkeolojik kazılar, adadaki ilk insan kalıntılarının Neolitik Çağ'a denk geldiğini ortaya çıkardı. Bu kalıntılar, adanın ilk yerleşimcilerinin Anadolu'dan geldiği fikrini destekliyor. Kıbrıs'ta, Bronz Çağı'na geçiş dönemiyle birlikte hayatın değiştiği bilinmektedir. M.Ö. 3000'lerde keşfedilen bakır yatakları sayesinde, adada yaşayan insanlar bakır aletler geliştirdi ve bunları hayatlarının her alanında kullandılar. Bu dönemde, Mısır, Suriye ve Filistin gibi ülkelerden de adaya yerleşim başladı ve bakıra dayalı üretim ve ticaret gelişti. Bakır zenginliği, Akdeniz bölgesinde yaşayan insanların Kıbrıs'a ilgisini artırdı. Bronz Çağı'nda, Girit'ten Minoslu tüccarların Kıbrıs'ı ziyaretleri, adaya Minos uygarlığının etkilerini getirdi. Bu etkilerle birlikte, hala çözülememiş bir alfabe geliştirildi ve ticarette kullanılmak üzere tasarlandığı düşünüldü.
Kıbrıs'ın kültürel gelişimi ve ekonomik büyümesi, savunma yetersizliği nedeniyle güçlü medeniyetlerin dikkatini çekti. Geç Bronz Çağı'nda, Mısır Firavunu III. Thutmose Kıbrıs'ı ele geçirdi. Daha sonra, Mısır ve Hititler arasında ada için bir mücadele başladı. 120 yıl boyunca Hitit egemenliğinde kalan Kıbrıs, Hitit Krallığı'nın çöküşünden sonra yeniden Mısırlıların himayesine girdi. Ticari faaliyetler nedeniyle, adada sıklıkla Yunanlılar da bulunuyordu ve birçok deprem adayı yerle bir etti. Finikeliler, Asurlular, Persler ve Romalılar da Kıbrıs'ın egemenliği altında oldu ve zamanla adada karmaşık bir kültür oluştu.
Roma döneminde, barış rüzgarları Kıbrıs'ı da sardı. Adada maden, endüstri ve ticaret gelişirken halkın refah seviyesi de arttı. Bu dönemde yeni yollar, binalar ve limanlar yapıldı. Kıbrıs'ta Hristiyanlık, Aziz Barnabas'ın misyonerlik çalışmalarının da etkisiyle Pagan inanışının yerini aldı. Romalı yöneticilerin bazıları da Hristiyanlığı kabul etti. Kıbrıs Genel Valisi Paulus, Hristiyanlığı kabul eden ilk soylu Romalı olurken, böylece Kıbrıs Hristiyan bir yönetici tarafından yönetilen ilk yer oldu.
Kıbrıs, tarihi boyunca birçok farklı egemenlik altında kalmıştır. 800 yıl boyunca Bizanslılar tarafından Fenike, Filistin, Suriye ve Kilikya’ya bağlı bir il olarak yönetilmiştir. Ancak sonrasında doğrudan imparatora bağlanmıştır. Bu dönemde, Arap Müslüman devletlerin de ilgisini çeken ada, dört kez kuşatılmıştır. 649 yılında Şam Valisi Muaviye bin Ebu-Sufyan tarafından ele geçirilen Kıbrıs, 300 yıl süren Müslüman egemenliği dönemi yaşamıştır. Bu dönemde, Kıbrıs’ta üretim ve ticaret artmıştır. Ancak daha sonra, Bizans himayesine yeniden giren Kıbrıs, bir süre sonra Haçlı egemenliği altına girmiştir. Lüzinyan dönemi de yaşayan Kıbrıs, sonrasında Venedik kontrolüne girmiştir.
Kıbrıslılar, Venedik döneminde Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım istediler. Osmanlı, adayı ele geçirerek Venediklilerin 82 yıllık yönetimine son verdi. Ancak 1878'de Osmanlı, Kıbrıs'ı İngiltere'ye kiralamak zorunda kaldı. İlerleyen yıllarda çıkan savaşlar sonucunda İngilizler, adanın 308 yıllık Türk egemenliğine son verdiler. 5 Kasım 1914'te İngiltere, Kıbrıs'ı resmen ilhak ettiğini duyurdu.
Yıllar boyunca devam eden İngiliz, Türk ve Yunan arasındaki gerilimlerin ardından 1 Şubat 1959'da, 27 maddelik Zürih Antlaşması imzalanarak İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin garantörlüğü altında Kıbrıs Cumhuriyeti'nin temelleri atıldı. Zürih ve Londra antlaşmalarına göre iki bölgeli, iki toplumlu bir devlet kurulması kararlaştırıldı ve 19 Şubat 1959'da onaylandı. Kıbrıs'ın bağımsızlığı ise 1960 yılında gerçekleşti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise 1983 yılında ilan edildi. 2003 yılında ise Kuzey ve Güney Kıbrıs arasındaki sınır geçişleri daha kolay hale getirildi.